Sayfa(103-191): | |||
Bu risâlenin mahall-i zuhuru olan şu memleket muhitinde Risâlet-ün Nur’un sâir risâleleri bulunmadığından ve ihtiyârsız olarak burada te’lif edildiğinden, Âyet-ül Kübrâ gibi risâlelerde, zâhiri bir tekrar sûretinde başka SÖZLER’in ve LEM’ALAR’ın bir kısım mühim mes’eleleri zikredilmiş ve buralardaki şakirdlere nisbeten herbiri birer küçük Risâlet-ün Nur hükmüne geçmek hikmetiyle böyle yazdırılmış. Bu müsveddenin birinci tebyizi bir mübârek zât tarafından oldu. O zâtın tevâfuktan haberi yokken yazdığı nüshada, kayda lâyık şöyle lâtif ve ma’nidar bir tevâfuk gördük ki: O nüshanın satırları başında “ELİF”ler ALTI YÜZ ALTMIŞ ALTI olarak yazılmıştır. Bu hâl ise, Hazret-i İmam-ı Ali (Radıyallahu Anh) tarafından bu husûsi risâleye verilen Âyet-ül Kübrâ nâmının cifrî ve ebcedî makamı olan ALTI YÜZ ALTMIŞ ALTI adedine tam tamına muvâfakatı ve mutabakatı ile, bu risâlenin bu nâma liyakatını gösterir. Hem âyât-ı Kur’âniyenin adedi olan ALTI BİN ALTI YÜZ ALTMIŞ ALTI’nın dört mertebesinden üç mertebesine tevâfuku dahi, bu risâlenin, âyâtın bir lem’ası olduğuna bir işârettir diye telâkki ettik. Said Nursî Kelimenin manası için üzerini çift tıklayınız. | |||